Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
HIDE_BLOG
{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Yası dolu dolu yaşamak travmadan koruyor!

Yakınların kaybı, kaza, deprem ve savaş gibi aniden gelişen bir olaydan sonra ortaya çıkan Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) kişinin hay...

Yakınların kaybı, kaza, deprem ve savaş gibi aniden gelişen bir olaydan sonra ortaya çıkan Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) kişinin hayatını olumsuz etkiliyor. 

Travmatik süreci en sağlıklı hale getiren sürecin yas süreci olduğunu kaydeden uzmanlar, bu dönemin en sağlıklı şekilde yaşanması gerektiğini vurguluyor. Uzmanlar, "Yası dolu dolu yaşamak, bu olayın TSSB'ye dönmeden yaşantılanmasına yardımcı olacaktır" dedi. Uzmanlar korku ve kaygının yüksek düzeyde olduğu durumlarda olayı paylaşmanın önemine işaret ederek toplumumuzda erkeklerin daha fazla TSSB belirtisi gösterdiğine dikkat çekiyor.

Üsküdar Üniversitesi NP Etiler Tıp Merkezi Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, deprem, savaş, yakın kaybı gibi durumlardan sonra yaşanan Travma Sonrası Stres Bozukluğunun kişinin yaşamını önemli derecede etkilediğini belirterek erken müdahalenin önemine işaret etti.

Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, "Aniden gelişen bir olaydan sonra hayatı aynı şekilde sürdüremiyoruz. Travmatik denilen yaşantıda, kişi gerçek bir ölüm ya da ölüm tehdidi, ağır bir yaralanma ya da kendisinin veya başkalarının fizik bütünlüğüne bir tehdit yaşamış, böyle bir olaya tanık olmuş ya da böyle bir olayla karşı karşıya gelmiştir. Kişinin tepkileri arasında aşırı korku, çaresizlik ya da dehşete düşme görülebilir" dedi.

1 aydan fazla süre ile bunlar yaşanıyorsa dikkat

Bu travmatik yaşantının Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) olarak adlandırılması için 1 aydan fazla süre ile aşağıdaki durumların yaşanması gerektiğini kaydeden Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, bunları şöyle sıraladı:


  • Olaya dair olan korkunun, kaygının, kabusların benzer şiddetle devam etmesi,
  • Olay anına geri dönüşlerin (flashback) yaşanması,
  • Depresif belirtilerde olduğu gibi, aşırı mutsuzluk, keyifsizlik, uyku ve iştah düzeninde bozulmaların meydana gelmesi,
  • Azalmış konsantrasyon ve dikkat dağınıklıklarının yaşanmasıyla TSSB'nin varlığından söz edilebilir.


Travma sonrası süreçte 5 önemli adım yaşanıyor

Pekçok insanın kayba karşı klasik tepkileri gösterdiğini, yasın travmatik kayba verilen normal bir tepki olarak değerlendirildiğini ve 5 ana adımda bu sürecin ele alındığını kaydeden Serkan Elçi, bu adımları şöyle sıraladı:

İnkar:Travmatik yaşantıdan sonra insanlar yaşanılanı inkar etmektir. Bu gerçek olamaz.

Öfke: Bunu nasıl yapar? Bu benim başıma nasıl gelir? Gibi sorular insanların zihninde canlanabilmektedir.

Pazarlık: İnancıyla, hayatla, etrafla 'Bundan sonra böyle yapmayacağım yeter ki gitmesin' 'Çocuğum doğsun, dede olsun' ondan sonra gibi düşünce akışının görülmesi muhtemeldir.

Depresyon/Çöküş: Hissettiklerimizin kaynağını anlama, fark etmeye başladığımız dönemdir.Bu dönemde iştah kesilmesi, uyku düzensizlikleri, zihin bulanıklığı, ağlamaklı olma, kendini ihmal etme vb. depresif belirtilerin yaşanması yaygındır.

Kabul: Zihinsel olarak: Öncelikle zihinsel kabul gerçekleşir ve ne olduğunu anlama, anlamlandırma, kavramanın yaşandığı dönemdir.

Duygusal olarak: Zihinsel kabulun ardından ne hissettiğini anlama, anlamlandırma ve bu duyguları kabullenme ile kendini gösterir.

Belirtilen bu sürecin yaşanmasının normal bir travmatik yaşantının gidişatını gösterdiğini kaydeden Serkan Elçi, "Bu yaşantıların birinde takılmak ve ilerleyememek, hayatın içerisinde radikal diyebileceğimiz değişimler yapmak (boşanmak, ani kararla evlenmek, beklenmedik şekilde iş değiştirmek, madde kullanımların başlamış olması)risk faktörü altında olduğumuzu da göstermektedir" dedi.

Yas süreci yaşanmalıdır

Travmatik süreci en sağlıklı hale getiren sürecin yas süreci olduğunu kaydeden Serkan Elçi, bu dönemin en sağlıklı şekilde yaşanmasının önemine işaret ederek "Yası dolu dolu yaşamak, bu olayın TSSB'ye dönmeden yaşantılanmasına yardımcı olacaktır. Çünkü her travmatik olay her zaman travmaya neden olmaz. Bu yüzden de yas sürecinin sağlıklı yaşanmasını bekleriz. Yas süreci bireysel olduğu kadar kültürel süreçleri de içinde barındırır. Bulunulan kültürün inanç sistemleri, kişilerin de travmatik yaşantıyı yaşantılamalarını da değiştirecektir" dedi.

Yasta kültürel farklılıklar gösteriliyor

Yas sürecinin kültürel olarak farklı şekillerde geçirildiğini belirten Serkan Elçi, "Kültürel olarak değerlendirdiğimizde Akdeniz bölgesindeki ülkeler ile bizim ülkemizin yas tutma şekli birbirine çok benzerdir; Yunan, Türk, İtalyanlar siyahlara bürünüp dokunulmaz hale gelmek isterler. Kendi ülkemiz içindeki coğrafik bölgelerde bile farklı yaşandığını bireysel olarak da gözlemledim. Van depremi ardından Van'a destek ekibi olarak gittiğimde, çadır ziyaretleri esnasında size ikram edilen çayları reddediyor olmanın onlara saygı duymadığım olarak düşünüleceğini öğrendim ve her çadırda çay içmek durumunda kaldım" dedi.

Erkekler daha çok travmatize oluyor!


Uzman Klinik Psikolog Serkan Elçi, "Sağlıklı bir yas süreci, travma sonrası stres bozukluğunun olmasına yardımcı olacaktır. Bir kayıp yoksa yani yas yaşanacak bir durum yok fakat korku, kaygının yüksek düzeyde olduğu durumlarda ise yaşanılan olayı paylaşmak, konuşmak, duyguları ifade etmek çok önemlidir. Bizim toplumda erkeklerin daha fazla TSSB belirtilerini göstermesinin temel nedeni de duygu ifadelerinin kısıtlı veya yanlış çıkıyor olmasıdır. Temel toplumsal mitlerimizden biri olan 'erkekler ağlamaz, erkek adam korkmaz' kalıpları, hissettikleri üzüntüyü, korkuyu açığa çıkarmaya engel olmaktadır" uyarısında bulundu.

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Yorumlarınızı bekliyoruz

Ads Place

Haber | Sağlık | Diyet | Kadınca | Zayıflama | Spor | Otomobil | Güzellik | Yaşam | Moda | Cinsel Sağlık | Psikoloji |