Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE
FALSE

Hover Effects

TRUE
HIDE_BLOG
{fbt_classic_header}

Header Ad

Son yazılar:

latest

Ads Place

Bu kanseri aşı ile önlemek mümkün

Son yıllarda görülme sıklığı giderek yaygınlaşan Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri, dünya genelinde 45 yaş altı kadınlarda en fazla karşılaşılan ...

Bu kanseri aşı ile önlemek mümkün

Son yıllarda görülme sıklığı giderek yaygınlaşan Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri, dünya genelinde 45 yaş altı kadınlarda en fazla karşılaşılan ikinci kanser türü olarak karşımıza çıkıyor. 

Her yıl ülkemizde yaklaşık 2 bin, dünya genelinde ise 500 bini aşkın kadına rahim ağzı kanseri tanısı konulduğunu belirten Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Maslak Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör “Rahim ağzı kanserinin yüzde 99 nedeni cinsel yolla bulaşan HPV virüsüdür. Rahim ağzı kanseri bu virüsle enfekte olduktan 10-15 yıl sonra meydana gelebilir. Ancak bu kanserin etkeni bilindiği ve aşısı da olduğu için aşı ile korunmak mümkündür. Aşılar yalnızca kadınlara değil, 9-45 yaş arasındaki tüm çocuklara, kadınlara ve erkeklere yapılmalıdır” diyor. 

Rahim ağzı kanseri aşı ile önlenebilen tek kanser türü olsa da günümüzde hala toplumsal farkındalığın son derece düşük olması dolayısıyla teşhiste çok geç kalınabildiğini ve kanser tanısı alan hastaların yaklaşık yarısının hayatını kaybettiğini belirten Prof. Dr. Mete Güngör “Oysa aşı ile bu ölümcül kanserden korunmak mümkün. Artık bu kanserden insanların ölmemesi gerekir” diyor. Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, Ocak Ayı Rahim Ağzı Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, Rahim Ağzı Kanseri hakkında bilinmesi gereken 5 önemli noktayı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu. 

Cinsel yolla bulaşıyor!

HPV virüsünün dışarıdan bakıldığında hiç belirti vermediğini ancak bu virüsle enfekte bir kişiden cinsel yolla bulaşabildiğini belirten Prof. Dr. Mete Güngör şöyle konuşuyor: “Rahim ağzı kanserine yol açan HPV virüsü sadece bir kişiyle ve bir kere cinsel ilişki olsa da bulaşabilir.  Dolayısıyla cinsel ilişkisi olan her kadında HPV enfeksiyonu ve rahim ağzı kanseri görülebilir. Ancak her virüsü alan kişi kanser olmuyor, sadece yüzde 1’i bundan etkileniyor. Bazen virüs uzun yıllar hücrelerin içinde sessizce durur ve HPV testi yapılmadıktan sonra varlığı bilinmez. Ancak virüsle enfekte olduktan yaklaşık 10-15 yıl sonra ortaya çıkabilir.”

Üç yılda bir smear testi şart!

Rahim ağzı kanserinin tarama yöntemleri sayesinde erken teşhisi hayat kurtarıyor. 21 yaşından itibaren doktorunuz farklı bir görüş belirtmedikçe üç yılda bir smear testi yaptırmak gerektiğini belirten Prof. Dr. Mete Güngör “30 yaşından sonra HPV testi smear testine eklenerek veya tek başına beş yılda bir yapılıyor. Daha sık aralıklarla smear testi yaptırmak ise tanı koyma şansını artırmadığı gibi gereksiz biyopsi işlemleri yapılmasına neden olabilir. HPV testinin pozitif gelmesi ve smear testinin bozuk gelmesi durumunda biyopsi yapılarak kanser olup olmadığı tespit edilir” diyor. 

HPV aşısı ömür boyu koruyor

HPV aşılarının 15 yaşına kadar yaptırılması durumunda toplam 2 doz, 15 yaşından sonra yaptırılması durumunda ise toplam 3 doz olması gerektiğini belirten Prof. Dr. Mete Güngör “Sonrasında bir daha tekrarlanmasına gerek yoktur. Aşılar, içinde bulunan HPV tiplerine karşı ömür boyu koruma sağlar. HPV enfeksiyonu geçirmiş olsun olmasın 45 yaşına kadar herkese yapılabilir. Aşı tedavi edici değildir yani mevcut HPV enfeksiyonunu tedavi etmez, korunmak için yapılır” diyor. 

İleri evrede belirti veriyor!

Son derece sinsi hareket eden rahim ağzı kanseri erken dönemde hiçbir belirti göstermeyebildiğinden, düzenli jinekolojik muayeneye gitmeyen, smear testi ve HPV testi yaptırmayan kişilerde tanı sıklıkla ileri evrede koyulabiliyor. En sık başvuru nedenleri vajinal kanamalar, vajende doluluk veya kitle hissi, vajinal akıntılar ve ağrılı cinsel ilişki oluyor. Kanamalar cinsel ilişkisi esnasında olabileceği gibi sonrasında damla şeklinde ve kötü kokulu bir akıntıyla görülüyor.

Bel, bacak ve kasık ağrısına yol açabiliyor!

Tümörün yukarı rahim içi boşluğuna, vajinaya ve yanlarda pelvik duvara yayılabildiğini, mesane ve rektumu da doğrudan işgal edebildiğini bu durumda kabızlık, kanlı idrar, vajenden idrar veya dışkı gelmesine yol açabildiğini belirten Prof. Dr. Güngör pelvik duvar yayılımına bağlı olarak da; bacak ağrısı, şiddetli bel ve kasık ağrıları görülüp ödem ortaya çıkabildiğini söylüyor. Rahim ağzı kanseri genellikle orta ve ileri yaş kadınlarda görülse de, artık genç yaşlarda da sık görülür hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güngör bu nedenle jinekolojik kontrollerin aksatılmadan yapılmasının hayat kurtarıcı olduğunu vurguluyor. 

✎ Mutfağınızın olmazsa olmazı her ürün Karaca’da!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Yorumlarınızı bekliyoruz

Ads Place

Haber | Sağlık | Diyet | Kadınca | Zayıflama | Spor | Otomobil | Güzellik | Yaşam | Moda | Cinsel Sağlık | Psikoloji |